“Bu fizik gücü Sevilla’ya yeter mi?” – Spor yazarları Fenerbahçe için ne dedi?
Spor yazarları Fenerbahçe’nin Konyaspor galibiyetini değerlendirdi.
Uğur Meleke – “Düşük tempolu antreman” | F.Bahçe’nin Kadıköy’de yaptığı bu düşük tempolu antrenmanda golcü Valencia’nın yanı sıra Lincoln’ün canlılığıyla öne çıktığını söyleyebilirim. Brezilyalı oyuncu arayı iyi değerlendirmiş. Szalai dikkatli oyununu ve başarılı uzun paslarını bir de duran top golüyle süsledi. Joao de Deus, maçın düşük temposundan faydalanarak Oosterwolde, Serdar Dursun ve Arda’ya uzun dakikalar verme fırsatı buldu. Mart’taki Avrupa macerası öncesi Fenerbahçe için bir tür kadroyu derinleştirme fırsatına dönüştü maç. (Hürriyet)
Gürcan Bilgiç – “Zor gün, kolay maç” | Fenerbahçe’nin takım olarak kurduğu baskı, ikinci topları çok çabuk kazanıp pas organizasyonuna geçmesi, takım karakterini devam ettirdiğini gösterdi. Ritimleri arttıkça, pas hızı da peşinden gelecektir. Sevilla eşleşmesi öncesinde öz güvenlerini yenilemeleri de gerekiyordu. Arda Güler için dakikaları saydı herkes. Eksik kalmış, oyunu bırakmış bir rakip karşısında genç oyuncunun sihirli dokunuşları önemliydi seyredenler için. Konyaspor da Mehmet Ali ile hamlesini yaptı bu gösteriye. Genç oyuncu, kötü günler geçiren takımında parlayan ışıktı. (Sabah)
Ömer Üründül – “Bu fizik gücü Sevilla’ya yeter mi?” | Şöyle Fenerbahçe takımına genel olarak baktığım zaman tahmin ettiğim bir görüntü vardı. Ülkece yaşadığımız büyük felaket nedeniyle futbolcuların tümünde fiziki düşüş vardı. Hatta uzak ara takımın en güçlü oyuncusu Ferdi’de dahi bu durum görünüyordu. Tabii ki ligimizin tüm takımlarında aynı olay gerçekleşecek. Ama Sevilla maçını düşündüğümüzde kalan az sürede ne kadar bir form düzeyine ulaşılabilir, soru işareti. (Sabah)
Şansal Büyüka – “Buruk sevinç” | Türkiye gibi, maçın da keyfi kaçıktı. Sonuç ne kadar farklı olursa olsun, büyük felaketin dağılamayan, azalamayan kabusu, tribünlerden sahanın içine kadar çökmüştü. Valencia’nın olağanüstü ikinci golü bile tribünleri çok da ayağa kaldıramadı, coşturamadı. Maçta en fazla ilgimi çeken, hakem Halil Umut Meler oldu. Süper Lig’de bugüne kadar bu kadar çabuk, bu kadar rahat çıkan kartları ilk kez gördüm. Meler ilk 20 dakikada 4 defa sarı kartını, bir kez de kırmızı kartını kullandı. Açıkçası, şimdiye kadar rastlanmayan “sıradışı” bir uygulamaydı bu… Fenerbahçe rahat başladı, rahat ve tek kale oynadı. İlk yarı 2-0 bitmesine rağmen, biri penaltıdan bu iki golün dışında “yarım” pozisyon bile üretemedi. Bu yarıda futbol adına tek güzellik, Valencia’nın “fantastik” ikinci golüydü. (Milliyet)
Cem Dizdar – “Sezon başı dinamizmi” | Tüm maç, teknik adamı kenarda olmayan Fenerbahçe’nin elinde geçerken sahadakiler genel olarak rahat göründü. Ancak 59’da Konya kendi ceza sahası önünden bol pasla elini kolunu sallayarak rakip ceza sahası önüne kadar inmeyi başardı. Bu da rahatlığın olumsuz getirisi olabilir ama iki dakika sonra maçı koparan golü bulmayı da bildiler. Fenerbahçe sezon başı dinamizmine yaklaşıyor gibi. Sonuç ne olursa kim şampiyon olursa olsun, bu sezon kayıplarımızın yüküyle sürdüreceğimiz yaşantımızın dertli sezonu olacak. Bari birbirimiz ıslıklamayalım. Husumetlerimizin kaynağının rakipler değil bizim bulandırılmış zihnimiz olduğunu aklımızda tutalım. Biz geride kalanlar, birbirimizi koruyup kollarken oynamanın da hakkını verelim…(Fanatik)