Galatasaray’da Yunus Akgün Rüzgarı: “Yeni David Silva!”

Galatasaray, Süper Lig’in 3. haftasında deplasmanda Kayserispor’u 4-0 mağlup etti. Spor yazarları, Kayserispor-Galatasaray maçını değerlendirdi.
“Yunus ‘David Silva’ Akgün” | Spor yazarları, Galatasaray için ne dedi?
Serkan Akcan: “Kazanç gecesi” | Okan hoca, yaz kampını çoğunlukla arkada Eren, önünde Jakobs ile geçirmişken Kayseri’de bunun tersini yaparak aldığı riske karşılık büyük kazanç elde etti. Eren Elmalı, arkasındaki Jakobs ile soldan top taşımakta zorlandığı bir periyotta belki de sahanın vasatlarından biriyken golüyle hem maçın hem kendinin kaderini değiştirdi. Barış Alper’in yokluğunda sol forvette oynayan Eren Elmalı, bire bir baskılarda takım arkadaşı kadar iyi olmasa da doğru zamanda doğru yerde bulunmayı başararak 2 gol birden attı. Barış Alper’in çıtası çok yüksek, Arabistan’a giderse boşluğunun dolması kolay değil. Dün gece Eren harika iş çıkardı ama bir çiçekle bahar gelir mi? Emin değilim, biraz daha izlemek gerek.
Sane, Sallai ile saha içinde iyi bir iletişim kurdu, birlikte topu rahat götürdüler Kayseri kalesine. Sane henüz kendi standartlarını yakalayamamış olsa da yaklaştığını söylemek mümkün. Sane üzerindeki yabancılığı atmaya çalışıyor, tüm takım onun hatalarına karşı aşırı toleranslı, Osimhen’den Yunus’a kadar herkes onun şutuna ve ekstra çalımlarına saygı duyuyor, onu destekliyor. Dün gece ilk asistini yaptı, üstüne de golünü attı.
Yunus Akgün dün gece Kayseri’ye karşı 60 dakika boyunca harikalar yarattı. Galatasaray’ın yeni Mertens’i, yerli Mertens’i olması muhtemel futbolcusu; Osimhen’in arkasında iyiydi, Sane ile yer değiştirip yardımlaştı, hızlı geçişlerde açık alanda topla yaptığı slalomlar etkileyiciydi, neredeyse tüm hücum aksiyonlarında bir şekilde kadrajın içinde yer aldı. Fakat Kaan ve Icardi’nin girişiyle Eren beke, Yunus sola geçince hücum ayarları yerinden oynadı, sonrasında Yunus peş peşe hatalar yaptı ve oyundan çıktı.
Tunç Kayacı: “Büyük takım gibi” | Hafta içinde beklenmeyen Barış Alper kriziyle çalkantılı günlerden geçerek Kayseri deplasmanına gelen Galatasaray’da, b olayın etkilerinin ne olacağı merak konusuydu. Ancak ilk yarıya baktığımızda gerçekten büyük takım kalitesinde bir maç oynadı Sarı-Kırmızılı ekip. Zaten ezici istatistik rakamları bu tezi fazlasıyla destekliyordu. Barış Alper’i aradı mı derseniz eğer büyük takımsanız bir oyuncunun olup olmaması sizi etkilemez. Dün de Kayseri’de Yunus Akgün sazı eline alınca her şey değişti.
Galatasaray’ın genç yıldızı sahaya kanat gibi çıktı ama Okan Buruk belli ki serbest oyuncu olarak kullandı. O da hocasını mahcup etmedi ve topu her ayağına aldığında klasına yakışır hareketlerle takımını bir virtüöz gibi yönetti.
Genç yıldız, orta alandaki yaratıcığıyla her geçen gün üstüne koyarak ‘bana güvenin’ mesajını veriyor. Gecenin sürpriz golcüsü Eren Elmalı hem savunmasını yaparken hem de hücumdaki katkısıyla skoru belirleyen isimlerden biri oldu. Performansı merakla beklenen Leroy Sane’de de kıpırdanmalar gördük. Açıkçası Lemina ve Barış Alper’in yokluğunu aratmayan bir oyun ve kadro zenginliği içindeki Galatasaray’ın, Süper Lig yarışı için bir endişe yaşayacağını sanmıyorum. Bence sorulması gereken soru, bu kadro Şampiyonlar Ligi için yeterli mi? Kişisel fikrim, A klas seviyesinde savunma ve orta alana takviye yapılırsa her iki kulvarda de sıkıntı çekmez… ‘Muslera sonrası ne olur’un cevabını Günay müthiş özgüveni ve formuyla sahada vermeye devam ediyor…
Saha içini Okan Buruk çözerken yönetimin Barış Alper krizini de büyük kulübe yakışır bir şekilde halletmesi gerekir. Bu konuda da yine kişisel fikrim, tüm hatalı davranışlarına rağmen Barış Alper’i yuvasına döndürüp Şampiyonlar Ligi’nde oynatarak iyice parlatmak daha mantıklı olur. Özetle Galatasaray, ‘zorlanma ihtimali olabilir’ denilen bir deplasmanda kalitesiyle, kollektif futboluyla rahat bir galibiyet almayı başardı. Kayserispor’a gelince… Sadece mücadele yetmedi, özellikle takım savunması olarak çok yetersiz kaldılar ve rakiplerine sayısız gol fırsatı verdiler. Ev sahibi ekip özellikle yenik duruma düştükten sonra maçı çevirebilmek için çaba gösterdi, pozisyonlar da buldu ama kalesinde çok da açık verdi.
Osman Şenher: “Galatasaray zor kaybeder” | Kaliteli futbolcular bir anda maçtaki dengeleri değiştirebiliyor. Galatasaray’ın kadrosuna baktığın zaman Osimhen resmen defansı dövüyor ve dağıtıyor. Sane, müthiş driplingleri olan ve ayağını iyi kullanan bir oyuncu. Rakibe baskı da yapıyor. 4. golü atarak güzel oyununu taçlandırdı üstüne üstlük. Böyle olunca rakip defansın eli ayağı birbirine dolaşıyor. Sonuçta Eren Elmalı, boş alan buldu ve harika iki gol attı.
Ama Mertens aranıyor. Yunus, tamam mücadele ediyor, fakat kafasını kaldırıp iki pozisyonda Osimhen’e topu veremedi mi, vermek mi istemedi onu bilemiyorum.
Sonunda Nijeryalı futbolcu da sahayı yumruklamaya başladı. Haksız mı? Hayır… Yunus oyundan çıktı, Zaniolo girdi. Ve nitekim Osimhen’in attığı 3. golün pasını verdi. Futbol beraber oynadığın zaman güzel bir oyun oluyor. Yunus’un kendisine özeleştiri yapması lazım.
Lemina’nın yokluğunda Torreira’nın yanında Sara oynadı. Sara’nın takıma ne katkısı oldu bunu anlayamadım. Ama oynadığı pozisyonda daha aktif olması, iyi paslar vermesi gerekir.
2 Eylül’de Şampiyonlar Ligi listesi verilecek. Orta sahada olduğu gibi, sağ bekte de büyük sorun var. Tamam Sallai elinden geleni yapıyor. Türkiye’de idare eder, ama Avrupa’da hiç kusura bakmasınlar oradan çok pozisyon verilir. Ve nitekim dün gece Kayserispor o bölgeden çok boşluklar buldu.
Son sözüm de Günay için olsun. Yönetim Günay’ı yedek bırakacak bir kaleci almamalı. Bu çocuk harika bir karakter ve iyi bir kaleci. Eğer yedek bırakırsanız, Manchester City’nin başına gelenler Galatasaray’ın da başına gelebilir.
Attila Gökçe: “Hücum çetesi” | Günün konusu: Barış Alper Yılmaz’ın Kayseri deplasmanındaki yokluğu. Maça başlarken herkesin kafasında soru işaretleriyle kancalanan Barış Alper Yılmaz-Galatasaray ayrışması elbette sıkıntı yaratıyor. Bu iş nasıl sonlanacak, birbirlerinden kopacaklar mı, gider mi kalır mı, bu transfer teklifleri ne kadar etik, ne kadar ahlaklı?
Öğrendiğime göre futbolcu menajerliği yaparak hayata devam eden eski bir gazeteci dostumuz günün birinde Suudi Arabistan’dan gelen teklifi Barış’ın menajerine iletir. Menajer, söylendiğine göre büyük sıçrama yapabileceği 5 milyon euroluk payı için Barış Alper’in de, Galatasaray’ın da kafasını karıştırır.
Bu işin akıl, vicdan, saygı çerçevesinde her iki tarafın hak ve sorumluluklarını unutmadan bitmesini diliyorum.
Kayseri’de 4 gollü bir maça Barış ile giriş yapmak yadırganabilir ama o gerçeklere sırtımızı dönemeyiz.
Oyuna gelince… Osimhen’in maç boyunca Barış Alper Yılmaz’ı özleyerek aradığını söyleyebiliriz. Ceza alanındaki bütün karambollerde, kaotik kapışmalarda evet Osimhen kendince en uygun yerdeydi ama ne Yunus Akgün ne de Leroy Sane ona Barışvari destekte bulunabildiler.
Önce Torreira… Şimdi de Eren Elmalı… Bu adamlar gol atmıyor, rol çalıyor. Eren en azı dişli forvetlerin bulunduğu takımda peş peşe iki golle caka yapıyor. Hakkıdır, alkışlayalım.
Sonrası malum… Osimhen, Zaniolo’nun asistiyle sezonun açılış golünü attı, derken Leroy Sane’nin dördüncü golü günün skoru oldu. Galatasaray bildiğimiz Galatasaray’dı. Maçın son bölümlerini üç santrforla (Osimhen, Icardi, Zaniolo) oynayarak hücum çetesi olduğunu ortaya koydu. Ev sahibi Kayserispor uzun toplarla aradığı kontratak fırsatlarını buldu ama değerlendiremedi.